Ekonomi Tıkırında!

30 Kasım 2021 akşamı Recep Tayyip Erdoğan’ın “bazı” televizyon kanallarında yaptığı konuşma sırasında 1 Dolar, 13,85 TL sınırına kadar geldi.

Çok uzun süredir malum medyaya bakmıyordum ancak bu konuşmayı nasıl verdiklerini merak ettiğim için Milliyet gazetesinin internet sitesine girdim ve şu tabloyu gördüm:

Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/siyaset/son-dakika-cumhurbaskani-erdogandan-canli-yayinda-onemli-aciklamalar-6652366

Elbette sağda solda gördüğümüz her tabloya, her sözde veriye bir bakışta inanmamamız gerektiğini hepimiz biliyor olmalıyız. Tablodaki verilere baktım. 2002’ye dair sayılar doğal olarak altı sıfır atılmış halde veriliyor. Tabloda hiçbir sıkıntı görünmüyor. Sayıların tamamı doğru. Fakat her birimiz kendi cüzdanımızdan biliyoruz ki kaç TL maaş aldığınızın yaşam standardınız açısından herhangi bir önemi bulunmuyor. Çünkü aslolan, kaç para maaş aldığınız değil, o para ile neler yapabildiğinizdir. Yani paranızın alım gücüdür. Bunu da ölçebilmenin en kısa yollarından biri tek tek bu yıllarda cebinize giren asgari ücretle kaç gram altın alabildiğinizdir. Hemen kolları sıvadım ve yukarıdaki tabloyu gram altın miktarına uyarladım. Bugün 30 Kasım olduğuna göre adil bir tablo ortaya çıkarabilmek için her yılın hesabını, o yılın Kasım ayının son işlem günü gram altın fiyatı üzerinden yaptım.

Sonuç şu: 2002 yılında 184,25 TL olan net asgari ücret ile 11,702 gram altın alınabiliyorken, asgari ücretin 15,3 kat arttığı 2021 Kasım ayında 3,232 gram altın alınabiliyor. Yani asgari ücretin 15,3 kat artması bile asgari ücretin alım gücünü korumaya yetmemiş, vatandaş bu 22 yılda 3,6 kat yoksullaşmış. Pekii asgari ücretin alım gücü üzerinden bunu nasıl söyleyebiliyoruz? Türkiye’de çalışanların yüzde 40’ı asgari ücret üzerinden ücret alıyor. Yüzde 12‘si ise işsiz. Kısacası çok kaba bir hesapla nüfusun en az yüzde 52’si sefalet içinde yaşıyor. Tablo ortada. AKP’nin yarattığı “ekonomik mucize” bu.

YılNet Asgari Ücret (TL)Asgari Ücret / Gram Altın
2002184 TL11,702 gr
2003226 TL12,555 gr
2004303 TL14,581 gr
2005350 TL16,666 gr
2006380 TL12,666 gr
2007403 TL14,448 gr
2008419 TL10,475 gr
2009527 TL9,410 gr
2010599 TL9,821 gr
2011658 TL6,397 gr
2012739 TL7,548 gr
2013803 TL9,922 gr
2014891 TL10,607 gr
20151.000 TL10,106 gr
20161.300 TL10,085 gr
20171.404 TL8.667 gr
20181.603 TL7,975 gr
20192.020 TL7,510 gr
20202.324 TL5,271 gr
20212.825 TL3,232 gr

Tabloyu daha yakından incelediğimizde AKP iktidarının ilk 5 yılında yani 2008’e kadar asgari ücretin 2 kat arttığını, buna karşılık bu ücretle alınabilen gram altın miktarının da artmakta olduğunu görüyoruz. Bu bakımdan ilk kırılma 2008 yılında geliyor ve asgari ücret 2002’ye oranla iki kattan fazla arttığı halde gram altın miktarı 2002’nin altına ilk kez düşmüş oluyor. 2008’i farklı kılan üç unsur var. İlki 2007 yılında AKP’nin salt hükümeti kuruyor olmakla kalmaması Cumhurbaşkanlığını da ele geçirmesi. İkincisi, ordu ve yargıyı ele geçirmeyi amaçlayan Ergenekon operasyonunun 2007’de başlamış olması. Üçüncü unsur ise yerel değil global. 2008 yılında başlayan uluslararası kriz kuşkusuz bu ciddi düşüşün en rasyonel açıklaması.

Ancak orada AKP’nin “ekonomik mucize” mitinin salt güçlü bir propaganda aracılığıyla yaratıldığını, bir gerçekliği olmadığını da görmüş oluyoruz. Bu blogun takipçileri sık sık hafızaya ve fikri takibe vurgu yaptığımı fark etmişlerdir. Hemen yine belgeleriyle birlikte bakalım:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Elazığ’da katıldığı toplu açılış törenlerinde yine ekonomik krize değindi. Erdoğan, “İnanıyorum ki bizi teğet geçecek” dedi.

Yeni Şafak – 18 Ekim 2008 – Kaynak: https://www.yenisafak.com/gundem/krizi-bizi-teget-gececek-145559

Başbakan Erdoğan, Dicle Üniversitesi 2008-2009 eğitim öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krize değindi. Bu küresel kriz de inşallah bizi teğet geçecek diyen Erdoğan, Bizi böyle gelip de diğerlerini vurduğu gibi inanıyorum ki kesinlikle vurmayacak, vuramayacak. Çünkü biz rehavete düşmedik, mali disiplinden taviz vermedik, işi sağlama aldık diye konuştu.

Hürriyet – 20 Ekim 2008 – Kaynak: https://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/genel-haberler/bu-kriz-de-insallah-bizi-teget-gececek_ID649098/

Tablodaki ikinci büyük kırılma ise 2011’de yaşanıyor. 2011 de küresel bir krize denk geliyor ve ülke içinde de AKP’nin Fethullahçılarla birlikte yargıyı tamamen ele geçirmeye dönük olarak yaptığı referandumdan sonraki yıl.

2011’deki ekonomik duruma dair söylenenlere de hemen bakalım:

2011’deki kırılmadan sonra TL’nin alım gücünün bir daha 2002’deki seviyeye yükselememekle birlikte yeniden artmaya başladığını görüyoruz. Ortada küresel kriz olmadığı halde ekonominin tepetaklak gitmeye başlaması ise 2017’ye denk geliyor. Yani AKP’nin resmen “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye adlandırdığı, güçler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırılıp tek adam rejimine geçilen 2017 referandumuna…

2016’da 1300 TL olan asgari ücret 2.825 TL’ye çıkmış. Bu paraya 2016’da 10,085 gram altın alınabilirken 2021 Kasım ayında 3,232 gram altın alınabiliyor. Aynı “gelişim”i Dolar bazında da görebiliyoruz. 2016’da 430 Dolar olan asgari ücret, 2021 Kasım ayında 224 Dolar’a düşmüş oluyor. Yani net asgari ücret TL bazında iki kattan fazla artarken dolar bazında yarı yarıya düşmüş oluyor.

Sözün tam burasında Dolar/TL paritesinin macerasına da bir göz atarak içinde bulunduğumuz durumu daha iyi anlayabiliriz.

2017 Referandumundan sonraki durum işte bu:

Yıllardır her konuda aynı şeyleri dinliyoruz. İç düşmanlar, dış düşmanlar, biz her şeyi çok iyi yürütüyoruz ama bizi kıskanıyorlar, yolumuza taş koyuyorlar… Özetle “Ben yapmadım Miki yaptı”…

Pekii bu sürece gelirken her aşamada neler söylediklerini ve ne olduğunu hatırlıyor muyuz?

Dolara yatırım yapan yaya kalır.

6 Mart 2015 – Recep Tayyip Erdoğan

6 Mart 2015 – 1 Dolar = 2,59 TL

8 Aralık 2016 – Dolar = 3,46 TL

Anadolu Ajansı: “Türk Lirasının yıldızı parlıyor.”

13 Nisan 2017 – Dolar= 3,65

Recep Tayyip Erdoğan: “16 Nisan referandumundan sonra ekonomide sıçrama olacak”

Referandum sonucunun “Evet” çıkmasıyla beraber sistem, mevcut hantal yapısından kurtulacak ve daha hızlı, etkin ve güçlü kararlar alabilecek bir yapıya bürünecektir. Bu sayede de yıllardır planlanan, ancak bir türlü tam manasıyla hayata geçirilemeyen yapısal reformlar ivedilikle hayata geçirilebilecektir. Referandumun “Evet” ile sonuçlanması sonrasında hayata geçecek olan sistemin en önemli faydalarından bir tanesi de ekonomideki istikrar ortamının sağlanacak olmasıdır.

13 Nisan 2017 – Prof. Erdal Tanas Karagöl – Kaynak: https://www.setav.org/ekonominin-referandum-beklentisi/

2 Kasım 2018 – Dolar = 5,41

Orhan Osmanoğlu: “Varsa dolarınız satın. 1,5 TL’ye inme durumu var.”

25 Şubat 2019 – Dolar = 5,30 TL

Berat Albayrak: “Şubat, ocaktan çok daha iyi. Mart da şubattan daha iyi. Nisan marttan zaten çok iyi olacak.”

1 Mart 2019 – Dolar = 5,35 TL

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal “Dolar Seçimden sonra 5 Lira’nın altına düşecek

4 Haziran 2019 – Dolar = 5,78 TL

Milat Gazetesi: “Dolar kurunda sert düşüş!”

2 Haziran 2020 – Dolar = 6,71 TL

Akit Gazetesi:

“Güne 6,81 seviyesinden başlayan Dolar, öğle saatlerinde düşüşe geçerek resmen çakıldı. Kur, şuan itibariyle 6,71 seviyesinden işlem görüyor. Dün 6,79-6,82 bandında hareket eden Dolar günü 6,81’den tamamlarken bugün öğle saatlerinden sonra düşüşe geçti. TL karşısında değer kaybeden Dolar, 6,71’e kadar geriledikten sonra saat 17.50 itibarıyla 6,72’den işlem görüyor.”

5 Haziran 2021 – Dolar= 8,65 TL

Afyonkarahisar’ın toplam 2.082 nüfuslu Güney Beldesi’nde yapılacak seçim öncesi konuşan Süleyman Soylu: “Göreceksiniz Temmuz ayından itibaren benim ülkemin ekonomisi öyle bir atağa kalkacak ki, öyle bir sıçrayacak ve büyüyecek ki etrafımızdaki Almanya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si, İtalya’sı ve hele o her şeye burnunu sokan ABD’si de çatlayacak, patlayacak.”

Ve son durum:

Sonuç olarak kim neye inanmak istiyorsa ona inanır, kim kime kulak vermek istiyorsa ona kulak verir. Bir noktadan sonra karnının gurultusunu bastırmak için A Haber açmak zorunda kalırsa onu da herkes kendi bilir.

Bir Cevap Yazın