suriye’den sonra ırak da yeniden yangın yerine dönmüşken, rte hala “ışid hakkında kötü konuşup adamları üzmeyelim” telaşında…
kendisini “stratejik derinlik” olarak gazlayan dahiyane dış politika kafası böyle çalışıyor çünkü… önce ortamı ısıtıyoruz. bölgede çıkardığımız çıbanları uzun uzun kaşıyoruz…
“biz suriye’de bütün alternatifi deneyerek bugünlere geldik ama bu sancılı sürecin çok uzun süreceğini düşünmüyorum. artık bu süreci yıllarla ifade etmek yerine aylar veya haftalarla ifade etmek gerekir” diyoruz mesela… 24 ağustos 2012 – ahmet davutoğlu
“3 saatte şam’a varırız” diyoruz… 10 ekim 2012 – şamil tayyar
sonra beslenen karga kapını falan aşıp iç anadolu’ya kadar geliyor.
sonra elinizi kolunuzu ışid denen cinayet şebekesine kaptırıp, tek kurşun atmadan bütün kozları teslim ediyorsunuz. sonra iç kamuoyuna dönüp “ışid hakkında kötü konuşursanız maazallah rehinelerimiz” falan diye geveliyorsunuz…
zekice…
ama bütün bunlar olurken aynı zamanda ortada rehine de olup olmadığı muğlak kalacak. ırak’ta kaos varmış gibi şey yapmayacağız yani…
bir de türkmenler vardı kırmızı çizgi olarak… komşularla sıfır sorundu… insan bazen gerçekten hayret ediyor doğrusu…
16 haziran 2014