Cemaat Macht Frei

malum cemaatin köşe bızırlarından ali bulaç, bugün tv’de “birey olduğunuz zaman özgürlüğünüzü kaybetmiş olursunuz” diyen varlıktır.

hımmm diyorsunuz tabii. altında ne gibi bir derin fikriyat var acaba?

“birey allah’a ve hükümdara isyan eden kişiye denir” diyo. süpermiş…

arka planda çalışan program nedir açık mı? itaat et…

laf olsun diye mi söylüyor. allah ve hükümdarın (devlet) eşlenmesindeki amaç ne?

cemaat olursan özgürsün, birey olursan özgürlüğünü kaybetmiş olursun.

birey’e dönelim o halde: doğduk, büyüyoruz… doğuştan bir takım topluluklara dahil ediliyoruz.

türk doğmuşum hmmmm…

müslüman doğmuşum (nasıl oluyor ben anlamıyorum, anlayan varsa anlatsın)…

burada resmi otorite bir yığın sınır çizer. doğduğunuz ülkede milleti tanımlayan bir otorite vardır mesela… hitler almanyasında doğsanız sülalenizin seceresi sizin zoraki aidiyetinizi belirleyecekti. türkiye’de hepiniz türk olmak durumunda kaldınız. ananız babanız türkçe konuşamıyor olsa dahi…

sonra… hepiniz bir ülkenin vatandaşı olarak doğarsınız. hükümdarın (buradaki kasıt elbette devlettir) sizi parantezi içine aldığı yasal çerçeveyi ihlal edemezsiniz. ederseniz isyankar olursunuz… bu yasal çerçevenin (toplumsal sözleşme) ortaya konulmasında sizin ve ana – babanızın ve onların da ana babalarının en ufak söz hakkı olmamış olmasının da bir önemi yoktur. “ait” olduğunuz toplumun bu yasaların yapılmasında söz ve karar sahibi olmasına dair mekanizmaların kurulmasını da istemeniz ne kadar anlam ifade eder?

gittim, oy kullandım benim adıma konuşma yetkisini hiç tanımadığım ve ne çeşit bir insan olduğunu bilmediğim bir vekile devrettim. benim uymakla yükümlü olacağım sözleşmeyi bir takım hukuk teknisyenleri yazdı ve meclise getirdi. kendi partisinin yöneticileri bu çerçeveye oy vereceksin dedi ve senin vekilin büyük ihtimalle o çerçeveye dair metni okuma ihtiyacı dahi hissetmeden el kaldırdı… bu kadar… sen, yapılmasında en ufak bir katkın olmayan bir çerçeveye uymak zorundasın. içeriğinde ne olduğunu bilmemen dahi bir anlam ifade etmiyor… ama “özgürsün” yani…

bu saatten sonra devlet seni bir vatandaş olarak nereye koyduysa orada duracaksın… o yasalar sen doğmadan yüz yıl önce yukarda andığım şekilde yapılmış olsa da uyacaksın kardeş… hakkında en iyisini senin yerine düşünen insanlar var çünkü dünyada… seni zerre kadar tanımasalar da en iyisini her zaman herkesten daha iyi bilecek olanlar yani…

başka?

doğuştan bir dine mensupsun dedik… dinler evrensel hakikatin açıklayıcısı ve temsilcisi olduğu savındadır. ancak bir sorun var. türkiye’deki müslümanın dahil edildiği çerçeve ile mesela suudi arabistan, iran ya da mısır’daki referans çerçevelerinin birbirinden çok farklı olmasının da önemi yoktur. yerelden yorumlanan evrensel bir çerçevede sabitlenmen gerekir.

sonrası bir mezhebe dahil edilmektir… hadi bakalım aranızdaki hanefiler kendi kendilerine bir soruversinler: niye hanefisiniz? şafiler falan da sorsun? niye? niye arkadaşım? hayatının hangi anında hangi dinlerle kıyaslama yaparak müslüman olmayı seçtin? hayatının hangi anında hangi mezhepleri tanıyarak ve bir kıyaslama yaparak mensup olduğun mezhebi seçtin? kendine karşı dürüst ol. bu soruyu kendine sorabilecek kadar kendi aklına, idrakine ve iradene sahip misin?

sonra… aile çevren, arkadaş çevren, yaşadığın muhit sana yeni sınırlar çizer. çarşamba’da doğsam ismail ağa’cı olabilirdim mesela… cemaat yurduna kaydedilmişsem “hizmet”… bilmem ne olursa bilmem ne…

13 – 15 – 18 yaşında hangi ideolojik birikimle, hangi tarihsel bilgiyle, hangi referans çerçevesiyle diğerlerini kıyaslayarak neyi seçtin?

pekii kendi hayatın hakkında, dahil edileceğin çerçeve hakkındaki söz hakkına ne oldu? suya düştü? suya ne oldu? inek içti…

evet sorular… yığınla soru… birey olmak özgürlüğünü kaybetmekmiş…

evet biliriz… çalışmanın özgür kılması gibi… içine nasıl katıldığınızı dahi hiçbir zaman sorgulayamayacağınız o sürüye dahil olmak sizi özgürleştirecek…

ne mutlu size… ne mutlu kılavuzu ali bulaç olana…

ne mutlu burnuna kadar bok içinde yaşayana ki dario fo’nun dediği gibi bu sayede başı dik olarak yürüyebilmektedir…

 

kapak görseli: iç mihrak

Bir Cevap Yazın