BRONZLAŞTIRICI DRAJE

İlkbahar, yaz, sonbahar, kış… Peş peşe sıralandığı zaman, insanın aklına ilkokulda sınıfın en görünür yerine asılan mevsimler tabelası geliyor… Çağrışımlar… Yaz sıcaktır, kış soğuktur filan… Ama bir de tek tek düşünmek var…

Yaz sıcaktır. Bazen çok sıcak… Oysa yaz denildiği zaman aklımıza gelen ilk şeyler de terden sırılsıklam olmak ve leş gibi ter kokmak olmuyor nedense… Ya da sivrisinek vızıltısı… Oturmuş Yazlık Draje için ulusa seslenirken, başınızın üstünde vızıldayıp duran sivrisineğe aldırmadan dalgaların sesini dinliyor olmanız…

Cümleler birbirine bağlanabilir gibi gelmiyorsa küçük bir tatile ihtiyacınız var demektir. Başınızın üstünde vızıldayıp duran sivrisinek, gerçeklikle ilişkinizi diri tutan bir kurtarıcı olsa gerek. Kumsalda değilsin. Şehirden bir yere ayrılmış değilsin. Daha kötüsü de var…

İşmiş okulmuş… Dünyevi dertlerle ilişkiniz pek yoksa hangi tatilden söz edebilirisiniz ki? Ama yaz, tatil demektir. Tatilse bi nevi turist olmak… Şimdi herkes başka bir yerde. Herkes başka bir yerden sesleniyor. Bazı drajeler tatil için Fransa’ya gidiyor, bazıları tatil için İsveç’ten geliyor. Garip olan ne peki? Sıcaktan bunalmış bir halde sivrisinek vızıltılarıyla boğuşurken kafanızın içinde dalgaların oynaşması olabilir mi? Ya da evinizde oturmuş bilgisayarınızın başındasınız ya…

Evet bilgisayarınızın başında Yazlık Draje’yi okumak kesinlikle kötü bir fikir değildir. Bakılası ve okunası bir dergi çıkarıyor olmaktan mutluyuz elbette; genciz, eğlenceliyiz, sıcağız, güzeliz filan ama elinizde sallayıp serinleyebileceğiniz bir dergi olmayı da istemekteyiz hani… Şöyle kumsala yayılıp sayfalarını çevirebileceğiniz bir dergi olsak fena mı olurdu? Niye fena olsun ki…

Yaz böyle bir şey işte. Ölü derilerinizden kurtulup cilalı, mis gibi, yepyeni bir deriye sahip olmak… Yıpranmış hayallerinizden soyunup, taptaze hayallere yelken açmak… Zihninizin motorunu soğutup daha işler hale getirmek… Elektriğinizi boşaltıp deşarj olmak… Enerji toplamak… Mis gibi oh…

Yazlık Draje, bir parça hafiflemiş olarak tarayıcınıza düşerken bir yandan da yenilenip enerji toplamaya çalıştı. Tatilde de okurlarını yalnız bırakmayan tüm drajelere teşekkürler… Keyifli sohbetiyle sayfalarımıza konuk olan İlker Ayrık’a, Heybeliada’da kahvaltı keyfimizi muhabbetiyle artıran Tamer Abi’ye ve Yazlık Draje’de aramıza katılan Fatoş ve Yılmaz’a teşekkürler… Orasında burasında pireler hoplatarak bize nanik çeken ve Drajesiz bir ay geçiren tüm yazar çizerlerimizeyse helal olsun… Can, Mark Town, Engin, Pınar, Alican, Cem Vurnal, Utku, Alettin, Tayfun, Ece Naz, Alpay, Hande ve diğer yaz kaçaklarını kınamayı bir borç bilirim…

Yazlık Draje için ulusa seslenirken aklımı karıştırmaya çalışan sivrisineğe inat, beni markiz yoluna götüren Bandista’ya da teşekkür etmem gerek sanırım. Bu yazı yazılırken Bandista’dan “Her Şeyin Şarkısı” çalmaktaydı…

Gelecek ay Aşık Draje’de el ele göz göze olacağız… Ölü deriler ve yorgun hayallerden kurtulmak üzere…

 

Ağustos 2009 Yazlık Draje sayısını okumak için tıklayınız.

Kapak İllüstrasyonu: Erdinç Yücel Orijinal Tablo: Gustav Klimt – Mother and Child

Tasarım: Songül Yücel

Bir Cevap Yazın