başefendi mısır’daki faşist darbeyi iç siyaset malzemesi olarak kullanma gayretini sürdürürken biz de bazı gerçekleri hatırlatalım:

1- mısır’daki faşist darbeyi gezi isyancıları yapmadılar. isyana dahil olmuş bir tek kişi bile darbeci sisi ile el sıkışmadı, onu ofisinde kabul etmedi, sisi atandığında tebrik etmedi, birlikte poz vermedi, milyonlarca dolarlık kredi açmadı…

2- mısır’daki selefiler de el ezher üniversitesi de sisi’yi bağrına bastı. darbeyi desteklediler… suudi arabistan, katar, bae, ürdün ve filistin yönetimleri darbeyi desteklediler. başefendi kıytırık birkaç ima dışında bu devletlere dönük en ufak bir eleştiri bile getiremedi.

3- suudi arabistan, katar ve bae ile tc hep birlikte suriye’deki el nusra gibi çeteleri eğitip silahlandırıyorlar. bu ittifak bozulmuş değil.

4- darbeci katil sisi’yi genelkurmay başkanlığı ve milli savunma bakanlığı görevine bizzat muhammed mursi atadı.

5- başefendi 2012’deki mısır ziyareti sırasında sisi’yi bizzat tebrik etmiş ve sisi’nin de kendisine hayran olduğunu dinleyerek gururlanmıştı. sisi o günlerde süperdi, çok tatlıydı… mübarek’e muhtıra vererek görevi bırakmasını sağlayan ve sonra iktidarı mursi’ye devreden şanlı mısır ordusu’nun başında eşi başörtülü bir genelkurmay başkanı vardı ne de olsa…

6- mursi devrildikten sonra gündeme gelen sisi’nin anayasasındaki 1. madde aynen şöyle: “mısır arap cumhuriyeti; sistemi demokratik olan, vatandaşlık ilkesine dayanan, devlet dininin islam, resmi dilin arapça olduğu bir devlettir ve islam şeriatı’nın ilkeleri (genel delilleri, temel ve fıkhi kuralları ile ehl-i sünnet vel cemaat öğretilerinde tanınan kaynakları da dahil), yasamanın ana kaynağıdır.”